WhatsApp

Alüminyumun Tarihçesi ve Özellikleri

Alüminyumun Tarihçesi ve Özellikleri

25 Temmuz 2021, 00:05
Alüminyumun Tarihçesi ve Özellikleri

Saf alüminyum, hafif mavimsi beyaz bir metaldir ve Al ile sembolize edilmektedir.
Atomik ağırlığı 26,981 g/mol’dür. Alüminyum, 1807 yılında Sir Humprey Davy
tarafından ilk defa oksit halindeki bileşiğinden ayrıştırılarak elde edilmiştir. Yeryüzünde
oksijen ve silisyumdan sonra bulunan üçüncü element olmasına ve dünya kabuğunun %
8’ini oluşturmasına rağmen, alüminyum bileşiklerinin çok dengeli olması sebebiyle,
alüminyumun endüstriyel çapta üretimine ancak 1886 yılında Charles Martin Hall ve
Paul T. Heroult’un birbirinden habersiz olarak yaptıkları elektroliz yönteminin
kullanılmaya başlanması ile geçilmiştir. Böylece, elektroliz yöntemi ile üretimin
keşfedilmesinden günümüze kadar alüminyum üretimi dünyada, yıllık 13 ton’dan, 21
milyon ton’un üzerine yükselmiştir ve demir ve çelikten sonra en çok kullanılan ikinci
metal olmuştur. Üretim adetlerinin artışıyla alüminyumun birim fiyatı ilk çıktığı yıllarda
altın ve gümüş gibi kıymetli metaller sınıfında yer almasına rağmen, şu an bakır ile
karşılaştırılabilir düzeye düşmüştür (Ankara Alüminyum Sanayicileri Derneği, 2003).
Alüminyum üretim miktarı açısından demirden sonra ikinci sırayı alır (Ana Metal
Sanayileri Özel İhtisas Komisyonu, 1995). Alüminyum, hafifliği, kolay işlenebilirliği,
iletken olması, sağlamlığı ve korozyondan etkilenmemesi gibi diğer metallere göre sahip
olduğu avantajlar sebebiyle pek çok üretim dalında tercih edilen bir metaldir. Saf olarak
kullanıldığı gibi, alaşım olarak da kullanılabilmektedir. Sıcak çekilmeyi azaltmak,
korozyona olan direnci, akışkanlığı, işlenebilme ve kaynak edilebilme özelliklerini
arttırmak amacı ile alüminyuma yüzden fazla çeşitte alaşım elementleri
eklenebilmektedir (Yağcıgil, 1997).

Türkiye’de alüminyum sanayisinin kurulmasına yönelik çalışmalar, 1960'lardan
itibaren, özellikle dayanıklı tüketim mallarının üretimine başlanmasına ve otomotiv
sektöründeki gelişmelere paralel olarak artmıştır. 1962 yılında M.T.A. Konya ili
Seydişehir ilçesi Mortaş ve Doğankuzu yörelerinde başlatmış olduğu araştırmalar
sonucunda, 1964 yılında bu yörede 25 milyon ton boksit rezervi bulunduğunu saptanmış
ve 1965 yılında bu maden sahaları işletilmek üzere Etibank’a devredilmiştir (Ankara
Alüminyum Sanayicileri Derneği, 2003). Tüketim 1970 yılında 20.000 tondan 1992
yılında 150.000 tona, 2005'de ise 700.000 tona (TALSAD, 2011) yükselmiştir.
Türkiye’de 2.5 kg./yıl olan kişi başına tüketim, gelişmiş ülkelerdeki 30 kg./yıl
seviyesindeki tüketimin çok altındadır (MMP Ön Raporu, 2011).
Şekil 2.1.’de görüldüğü gibi Türkiye’deki alüminyum ithalatı ve ihracatı yıldan yıla
artış göstermektedir. Ancak tüm yıllarda dış alım, dış satımdan daha büyüktür. Bunun
sebebi ülkenin girdi temininde dışa bağımlı olması ve ithal girdi ile üretilen ekstrüzyon
ürünleri ve yassı ürünler dış satımının toplam dışalımı karşılayacak düzeyde olmamasıdır
(Alan, 2008).